KEMER 90 TL ,BELEK 70 TL,SİDE 90 TL,ALANYA 150 TL,BELDİBİ 79 TL,ÇAMYUVA 99 TL,KUNDU 49 TL,LARA 49 TL,ŞEHİR 49 TL,GÜZELOBA 50 TL,KONYAALTI 59 TL,LİMAN 59 TL,OTOGAR 59 TL,KADRİYE 69 TL,BOĞAZKENT 74 TL,SERİK 74 TL,DENİZKAYA79 TL,GÖYNÜK 84 TL,ÇOLAKLI 89 TL,EVRENSEKİ 89 TL
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             ,GÜNDOĞDU 89 TL,KIZILAĞAÇ 89 TL,KUMKÖY 89 TL,SİDE 89 TL,KİRİŞ 94 TL,MANAVGAT 99 TL,SORGUN 99 TL,TİTREYENGÖL 99 TL,TAHTALI 109 TL,TEKİROVA 109 TL,İNCEKUM 129 TL,OKURCULAR 129 TL,KONAKLI 139 TL,ÇIRALI 149 TL,ADRASAN 149 TL,OLİMPOS 149 TL,MAHMUTLAR 159 TL,BURDUR 169 TL,ISPARTA 169 TL,KUMLUCA169 TL,MAVİKENT 169 TL,FİNİKİ 189 TL,GAZİPAŞA 199 TL,DEMRE 239 TL,DALAMAN 249 TL,FETHİYE 270 TL,KAŞ 279 TL,KALKAN 299 TL,ÖLÜDENİZ 299 TL,MARMARİS 499 TL,BODRUM 749 TL

Translate






Antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Haziran 2015 Perşembe

KALEİÇİ YAT LİMANI ANTALYA, KALEİÇİ, MERKEZ, MURATPAŞA

Türkiye'nin güney batısında yer alan Akdeniz kıyısında yer alan Antalya tarih süresince Anadolu'nun denize açılan kapılarından biri olmuştur . Antalya Kaleiçi'nde , Attleis Antik Şehiri kuruluşundan öncesinde Yat Limanında Korykos ismi ile malum bir korsan limanı yer aldığı antik kaynaklardan bilinmektedir . " Taş Kovuğu " mananında iştirak eden Korykos , falezlerin hem bir natürel yapısı hem bir de iltica limanı oluşu durumundan önem taşımaktadır . Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia şehiri milattan öncesinde 2 yy . 'dan bu yana kesintisiz iskan görmüş ve günümüze civarı yaşamıştır . Antalya limanı bir zamanlar Türkiye'nin güney kıyısında Mersin Ağacı'den hemen ardından gemilerin yanaşabileceği 2. limandı . Bu gün ise bu limandan yalnızca yatlar yararlanmaktadır . Şehrin batısında yapılmış olan Sanayi Limanı'nın çalışmaya başlamasıyla eskiyen limanın ismi " Yat Limanı " namına değişmiştir . Yat Limanı eskiyen şehrin gün ve akşam süresince sergilendiği soluk stoper görüntü beynelmilel ressam , şair ve yazarların kaynağı olmuştur . Attalos Yurdu manasına iştirak eden Antalya , II . Attalos aracılığıyla kurulmuştur . Bergama Kralı II . Aktalos öncü kuvetlerine " Gidin bana Yeryüzünün Cennetini bulun " der . . Öncü kuvvetler kralın bu buyruğuyla yola çıkıp dünya diyar dolaşır ve nihayetinde Antalya'nın yer aldığı yere varidat . Karşılarındaki benzersiz güzelliğe bakarak " Cenneti bulduk " derler . M . Ö . 133 senesinde Bergama Krallığı'nın bitmesiyle bir zaman müstakil olan il , daha hemen ardından korsanların eline geçmiş . M . Ö . 77'de Komutan Servilius Isauricus aracılığıyla Roma topraklarına dahil olmuştur . M . Ö . 67 de Pompeius'un donanmasına üst olmuştur . M . S . 130'da Hadrianus'un Attaleia'yı ziyaret etmesi şehrin gelişimini sağlamıştır . Bizans egemenliği esnasında piskoposluk merkezi meydana iştirak eden ismi görülen Attaleia , Türklerin eline geçtikten hemen ardından kocaman bir gelişim göstermiştir . Çağdaş şehir antik yerleşmenin üst kısmına kurulduğundan , Antalya'da antik dönem kalıntılarına bir sürü az rastlanmaktadır . Görülebilen kalıntıların ilki , eskiyen liman namına nitelenen liman mendireğinin bir bölümü ve limanı çevreleyen surlar . Yat Limanı etrafındaki surlar hala ayakta ve limanı taçlandırmaktadırlar . Yat Limanı Onarım Çalışmaları Surların park dışındaki bölümünde restorasyonu yapılmış olan Hadrian Kapısı Antalya'nın en iyi antik eserlerinden biridir . 2011 seneyi şubat ayı içinde , Antalya Megakent Belediyesinden yapılmış olan izah etmeye göre; Kaleiçi Yat Limanı'nı sahip meydana geldiği tarihî ve natürel değerlerini bozmadan , eskiyen cazibesine kavuşturacak bir proje hazırlandı . Projede , Yat Limanı'na iniş ve çıkışı kolaylaştıracak bir tane genel görünümlü asansör ile yüzer ahşap yürüyüş yollarıyla seyretme terasları yer ediniyor . Proje ile tarihi Balık Durumu de yine canlandırılacak . Kaleiçi Yat Limanı'na ilişkili namına önce proje 1980'li senelerde Turizm Bankası öncülüğünde hazırlandı . Yat Limanı'nı çağın turizm yaklaşımları içinde beynelmilel turizm ve şehre bakım verebilecek nitelikte bir çekicilik merkezi haline dönüşmesini hedef alan proje ve uygulaması 1983 senesinde beynelmilel nitelikteki " Altın Elma " ödülüne şayan görüldü . Kaleiçi Yat Limanı 1990 senelerin 2. yarısına civarı , sebep şehirsel ölçekte gerekse turistik çekicilik merkezi namına mühim bir görev üstlendi ve alaka odağı oluyor . Fakat bu dönemden hemen ardından sebep meydanın bütünündeki işletme sıkıntıları , değişim gösteren turizm eğilimleri , Antalya'da yeni meydana iştirak eden çekicilik sahaları ve daha ehemmiyetlisi bütünleşik parçası meydana iştirak eden Kaleiçi'ndeki gelişimin sebep işletme gerekse fiziksel bağlamda gerilemesi Yat Limanı'nın cazibesini yitirmesine ve gerilemesine ne sebeple oluyor . Büyükşehir Belediyesi Savunma Uygulama Araştırma Ofisi ( KUDEB ) ve Doç . Dr . Buyruğa Mardan idareninde , Yat limanı Savunma Amaçlı İmar Tasarıları hazırlandı . Dik Şehir Tasarıcısı Can Kubin aracılığıyla Yat Limanı ve çevresinde tahmini 9 hektarlık karasal alan ile su yüzeyinde tertip etmeleri öngören bir proje hazırlandı . Kaleiçi Yat Limanı Şehirsel Dizayn ve Uygulama Projesi'nde basit emel , Yat Limanı'nın cazibesini ve erişebilirliğini arttırmaya yöneliktir . Projede , sahaya bir oto girişi namına batıdaki şuanki giriş korunurken , Uzunca Çarşı , Kırk Merdiven ve Mermerli yaya girişlerinin yanında meydanın kuzeyinden Yat Limanı belediye Tophane arasına bir tane genel görünümlü asansör inşa edilmesi öngörüldü . Projede , Yat Limanı'nın su yüzeyinin tertipli , kalifiye ve çevrelendiği tarihi dokuya uyumlu kullanımını temin edecek düzenlemeler getirildi . Bunun Için yönelik , gezinti tekneleri , ticari olmayan yat ve balıkçı tekneleri fizyolojik düzenleme ile ayrıştırılacak . Yat Limanı süresince yüzer ahşap promenat yürüyüş yollarıyla seyretme terasları benzeri düzenlemeler ifade edilecek . Projede , alan içerisindeki tescili yapıların savunmasına yönelik önlemler de yer ediniyor . Projenin en mühim unsurlarından bir tanesini de il kimliği bakımından önemi yer alan tarihi Balık Durumu'nin yine işlevlendirilmesi oluşturuyor . Böylece , hem bir balıkçılık geliştirilecek , hem bir de Antalyalıların yat limanında kıtır balık tüketmeleri sağlanabilecektir . Proje ile şuanki yapıların kullanım ve fonksiyonları belirlenerek bu emele uyumlu kullanım hükümleri belirlenecek . Açık alanlar Yat Limanı'na ve Kaleiçi'nin tarihi ve orijinal yapısına uyumlu taban kaplama malzemeleri ile kaplanacak , il mobilyaları konulacak . Yat Limanı'na yakışır misal bir peyzaj tertip etmesi gerçekleştirilecek . Dinlenme sahaları ve genç oyun alanı oluşturulacak . Kaleiçi ve Yat Limanı amaçlı yeni ve orijinal bir tabela haber ve manipülasyon tabelaları tasarlanacak . Meydanın aydınlatması da sil baştan yenilenecek . Proje ile surların ve deniz yüzeyinin aydınlatılması da ele alınacak .

10 Haziran 2015 Çarşamba

Antalya Havalimanı


Antalya Havalimanı – Avsallar Transfer
Antalya Havalimanı – Adrasan Transfer
Antalya Havalimanı – Alanya Transfer
Antalya Havalimanı – Beldibi Transfer
Antalya Havalimanı – Belek Transfer
Antalya Havalimanı – Boğazkent Transfer
Antalya Havalimanı – Çamyuva Transfer
Antalya Havalimanı – Çıralı Transfer
Antalya Havalimanı – Çolaklı Transfer
Antalya Havalimanı – Denizyaka Transfer
Antalya Havalimanı – Evrenseki Transfer
Antalya Havalimanı – Karaburun Transfer
Antalya Havalimanı – Göynük Transfer
Antalya Havalimanı – Kiriş Transfer
Antalya Havalimanı – Kızılağaç Transfer
Antalya Havalimanı – Konaklı Transfer
Antalya Havalimanı – Kumköy Transfer
Antalya Havalimanı – Kumluca Transfer
Antalya Havalimanı – Kundu Transfer
Antalya Havalimanı – Mahmutlar Transfer
Antalya Havalimanı – Okurcalar Transfer
Antalya Havalimanı – Olympos Transfer
Antalya Havalimanı – Side Transfer
Antalya Havalimanı – Tekirova Transfer
Antalya Havalimanı – Kalkan Transfer
Antalya Havalimanı – Kaş Transfer
Antalya Havalimanı – Kemer Transfer
Antalya Havalimanı Transfer
Antalya Airport Transfer

ARİASSOS ANTİK KENTİ ANTALYA, DÖŞEMEALTI, MERKEZ

ARİASSOS ANTİK KENTİ ANTALYA, DÖŞEMEALTI, MERKEZ
Ariassos  ( ya da Ariasos) Toros dağları üstünde 900 belediye 1100 metre yükseklikte yer alan Psidya yerleşimidir. Antalya belediye Burdur karayolunun 45. kilometresinde,Çubuk boğazı'ndan ardından bir kilometre batıda bulunmaktadır . Akkoç köyü sapağından ulaşılmaktadır. Il , antik çağda Pisidya adı verilen alanda bulunmaktadır.

Kentte antik dönemde bağcılık, şarapçılık ve zeytinyağı imalatının yapıldığı anlaşılmaktadır. Kentin geç Roma çağında arasında bulunduğu zelzele sonucu yıkıldığı ve bu sebeple ayrılma edildiği sanılmaktadır.

.Ariassos iskân sahasındaki kalıntılar, 900 belediye 1100 metre yükseklikler aralarında , yüksek tek vadinin kuzeyindeki yamaçlarında yer alan teraslar üstünde ve zemininde , doğudan batıya gerçek 400 metre uzunluğunda tek alan üstünde yayılmıştır.

Ariassos 1892 senesinde Lanckoronski aracılığıyla hata sonucu "Cretopolis" namına tanımlanmış, ve ilk kez Pamfilya ve Pisidia şehirleriyle alakalı kapsamlı araştırmasında yayınlamıştır. Aynı sene , yerleşimin gerçek tanımlanması Frechman V. Berard aracılığıyla yayınlanmıştır. 1988 senesi orak ayı ayı içinde , Stephen Mitchell ve ekibi son birden çok senedir sürdürmekte oldukları Pisidia bölgesi çalışmalarının tek parçası namına Ariassos'da çalışmaya başlamış, ve aynı sene içinde yerleşimin başlıca özelliklerini gösteren tek tasarı hazırlanmıştır. Bu iskân düzeninde; vadi zemininde Roma bütün binaları, batıda tiyatro ve ısıdam / Gymanasium'dan ortaya gelen tek yapı kompleksi, doğu uçta iyi savunmuş olan müselles girişe uzanan ana ana yol, kuzeyindeki yamaçta yer alan teraslar üstünde yer alan ve Helenistik Döneme ilişkin sivil iskân merkezi ve kuzeyindeki yamacın batı bölümünde yer alan bouleuterion ve prytaneion, yerleşimin kuzeyindeki tarafında bilhassa iyi savunmuş durumda yer alan ve Geç Roma Çağında Helenistik Döneme ilişkin temeller üst kısmına yapılmış olan istihdam duvarları ve ev halinde tanzim edilmiş olan mezarlar (heroa), lahitler ve kayalardan oyulmuş kist mezarlar bulunmuştur. Ariassos eyaletine girilen vadinin başlangıcında kentin en azametli kalıntısı olan anıtsal antre kapısı yükselir. Roma çağı yapısı olan bu abide , 3 kemerli ve 3 girişli meydana geldiği için, civar halkı aracılığıyla Üçkapı sanarak anılır. Kentin şaşırtıcı tek özelliği, Ariassos kalıntılarının dörtte üçünün harika etkili ve çoğunluğu anıtsal kabir olan nekropolis kalıntısı olmasıdır. Nedeni Ise , asıl il bu biçimde tek nekropolisle orantılı olamayacak civarı küçüktür.

Nekropolisler ve il , vadinin oyuntu yerini ve kuzeydeki tepenin bu yamaca bakanımız bir çok yüksek yamacını kaplar. Tepenin öbür yamacından ise Akkoç köyü yolu dolanmaktadır, o yamaçta rastgele tek kalıntı yoktu.Vadinin batı ucunda molozdan yapılmış ve yontma kare taşlarla kaplanmış 1/2 ev tek çıkıntıya sahip kalıntı bulunmaktadır . Yapılmış Olan çalışmalar sonucu namına bu kalıntının tek nymphaeum meydana geldiği ve suyunun ana su yolu kemeriyle Ariassos'un 3 kilometre . Güneyinde yer alan Akkoç köyünün yukarıya dağlarındaki tek su kaynağından geldiği saptanmıştır.

Nymphaeum en az yarı kocaman kireç taşlarıyla kaplı, belirgin tek ortaya yukarıdan bakmaktadır. Bu alanın batısında, kaldırım taşlarının altında, 2 tane sarnıç vardır. Bu sarnıçlar, kemerler yöntemiyle gelen suyu depolamak ve nymphaeuma bitişik olan ısıdam binasına gereken suyu sağlamak üzere planlanmışlardır. Bu ısıdam kompleki, dikdörtgen halinde sütunlu tek palestra ve batı uçta dip tek exedradan oluşmaktadır. Aynı zamanda karmaşa arasında yıkılmış olan tek ısıdam hanesi de mevcuttur. Bu ısıdam evinin, tonozlu üç ya da 4 odası tek blok arasında , Likya hamamlarının evrensel düzenine uyumlu tek biçimde inşa edilmiştir. Kalıntılar aralarında elde edilen yazıtların tek çoğu gymnasiumda gerçekleştirilmiş olan yarışmalarla (themıdes) ile alakalıdır . Metinlerin çoğu bu yarışmalarda, bilhassa güreş dalında, kazanan yarışmacılar şerefine yazılmışlardır ve M.S. III. Asrın başlarıyla 3.çeyreği aralarında tarihlendirilir. Roma çağı öncesine ilişkin , en güzel tanımlanabilen bütün binaları yerleşimin batı ucuna gerçek , kuzeyindeki yamacı üstünde bulunurlar. Minik tek agoranın batı ucunda, irice yontulmuş tek yapı bulunmaktadır. Bu yapıya girişi imkanı sunan kapının lentosu karakteristik tek Pisidia koruyucu motifi ile bezenmiştir. Agoranın güney tarafında 18.10 x 13.90 boyutlarında, dikdörtgen tek yapı vardır. Bu yapının 3 tarafını çeviren ve habitat yerleriyle mefruş portilo, bu yapıyı agoraya bağlar ve arka duvarı üstünde yer alan 3 tane girişle diğer tek yapıya bağlanır. Kuzeyindeki cephede yer alan ortada kapı lentosu Pisidia koruyucu motifiyle, doğu kapı lentosu ise, bununla birlikte Sagalassus'da Helenistik Döneme ilişkin bouleterionda da görülen savaşa ilişkin karakteristik motifler olan kılıç ve koruyucu ile süslenmiştir. Ariassos yapısı da kocaman tek ihtimalle M.Ö.II. Ya Da I. Yüzyıllara aittir.    Antalya Havalimanı – Kızılağaç Transfer

SELGE ANTİK KENTİ ANTALYA, KÖPRÜLÜ KANYON, MANAVGAT

Selge ,  antika Pisidya bölgesinin acı kentlerinden biridir .

Toroslar'ın güney yamaçlarında ,  denizden 1250 metre yükseklikte kurulmuştur .  Antalya güney Alanya yolu üstünde ,  Aspendos yol ayrımından 5 kilometre ardından dönen yol öncesinde Beşkonak ,  sonrasında Antika Roma köprüsünün birleştirdiği dar boğaz vadiyi aşarak ,  Altınkaya köyünden ulaşılır .  Güneydeki belen üstünde şehri savunan kuleli talih duvarları kısmen görülebilir .

Şehrin ana başlangıç kapısı da bu kısımda yer almaktadır .  Duvarların kuzeyinde belen üstünde biri Zeus ,  ötekisi Artemis'e satı 2 ibadetgâh kalıntısı koltuk alır .  Sektör yeri  ( agora )  anıtsal pınar binası ,  kabir sahası  ( nekropol )  ve Bizans dönemine ilişkin kilise Selge'deki diğer kalıntılarıdır .

Strabon şehrin natürel güzelliklerinden ,  randımanlı meyve bahçelerinden ,  kapsamlı otlaklarından ve ormanlarından laf etmiştir .  Strabon hem bir de Selge sakinlerinin sık epeyce uzunca mesafelerde gezi ettiklerini de kaydeder .  Şehrin asal geliri zeytin ,  şarap ve şifalı nebat üretimindendi .  M . Ö .  25'te Galatia Krallığı'nın kurulmasıyla ,  Selge bir zaman bağımsızlığını kaybetmiştir fakat ,  Roma idaresi altında ,  Selge sıkı münasebat kurmuştur .  İmparatorluğun sona erişine civarı müstakil statüsünü korumuştur .  Bununla Beraber ,  sık madeni ücret basılmasından üçüncü asra civarı uygun fiyat yaşamın sıhhatli kaldığı anlaşılmaktadır .

İmparator Theodosius  (  M . S .  379 güney 395  )  aracılığıyla Phyrigia'ya yerleştirilen Gothlar az bir zaman ardından bütün Minik Asya'yı yakıp yıkarak ,  tecavüz ederek ayaklandılar .  M . S .  399'da Selge de Tribigild önderliğindeki Gothların hücumuna uğramış fakat Selge düşmana yenilmemiştir .  Bu güç gösterisi Selge'nin eskiyen gücünden hiç bir birşey kaybetmediğini işaret etmektedir .

Selge ,  istihkâm duvarlarıyla çevrili üç tepenin üstünde uzanır .  Bu Sabah bir bölümü görülebilen bu duvarların yedi ana kapısı ve aşağı yukarı 100 m .  aralıklarla dizilmiş kuleleri vardı .  Bu Sabah görünebilen önce kalıntı şuanki Zerk köyünün bir bölümünü yaratan Yunan güney Roma tarzı tiyatrodur .  Tiyatronun aşağı kısmı kayalıklı bir yamaçta uzanmaktadır .  At nalı şeklindeki cavea ,  tiyatroyu aşağıda 30 ,  yukarıda 15 sıra oturacak yere ayıran diazoma ile kesilmiştir .  Diazomanın anında altındaki sırada koltuk alan taştan yapılmış oturacak yerler bozulmadan kalmıştır .

Tiyatro tahmini 9 . 000 kişilikti .  4 ayrı başlangıç diazomaya açılırdı .  Bunun Için ayrıyeten cavea ve oyun alanı/sahne aralarında koltuk alan tonozlu paradoslar da tiyatroya girişi sağlamaktadır .  Roma çağı oyun alanı/sahne binası bu sabah yalnızca bir taş yığınıysa da binanın evrensel tasarısı yapılabilir; binanın 5 kapısı ve sütunlu cephesi vardır .  Şunlar M . S . II . asra civarı tarihlendirilebilir .

Tiyatronun anında yakınında stadyuma ilişkin oturma yerlerinin ana hatları görülebilir .  Ayakta olan kısımlardan stadın ihtimalle ortalamadan belli bir zaman daha minik meydana geldiği görülmektedir .  Bununla Beraber Selge'de stadyumda kazanılan zaferlerin kaydedildiği yazıtlar da vardır .  İki tapınağın kalıntıları batıda en dik tepede olabilir .  Bunun Polyios'un bahsettiği Kasbedion olması kocaman olasılıktır .  Bu vaziyette ,  17×34 m .  meydana iştirak eden kocaman peripteral ibadetgâh şehrin başı tanrısı Zeus'a ilişkin olmalıdır .   " Templum in antis "   ( çift sütunlu revakı meydana iştirak eden minik ibadetgâh )  tasarılı tapınağın da kesinlikle olmamakla beraber yakınında koltuk alan bir yazıta dayanılarak Artemis'e ithaf edildiği söylenebilir .  Bu tepenin arkasında yalnızca yağmur sularını biriktirmek amaçlı değil hem bir de kuzeybatıdan bir kanalla iştirak eden suyu da tutmak amaçlı kocaman bir sarnıç inşa edilmiştir .

Güneydoğuda bu belen ve diğer tepelerin aralarında şehrin diğer mühim kamu binaları koltuk alır .  Burada bir yamaçta sütunlu girişi meydana iştirak eden epeyce uzunca bir caddenin ,  bir Nymphaeum'un ve bir hamamın epeyce parçalanmış kalıntıları vardır .

Güneydoğudaki tepede üç tarafı kapalı kapsamlı kare bir agoranın kalıntıları vardır .  Bunun yakınında daha sonraki dönemlere ilişkin meydana iştirak eden apsidli bazilika vardır .

Çoğunlukla Roma dönemine tarihlendirilen Selge harabeleri ,  bilhassa M . S . II .  asırda Selge'nin ne civarı zengin ve kuvvetli bir şehir meydana geldiğini gösterir .


Antalya Havalimanı – Kiriş Transfer



ANTİOCHİS AD CRAGUM DAĞLIK ANTİK KENTİ ANTALYA, GAZİPAŞA

Antiochis Ad Cragum, Gazipaşa İlçesi'ne 18 km. uzaklığındaki Güneyköy Köyü hudutları içerisindeki Nohutluk diyerek adlandırılan bölgededir. Birtakım kaynaklarda Dağlarla Kaplı Antika Şehiri diyerek beğenilen. Antika Çağda Dağlarla Kaplı , Kilikya denilen bölge hudutları içerisinde kalmaktadır.

Kentin ismi Kommagene kralı 4. Antiochus'tan gelmektedir. Bakaya üç irtifa üstünde toplanmıştır. Bir Numara çağ sütunlu ana yol, agora, ısıdam, yengi ağırlık ve kilisenin koltuk aldığı kesimdir. İkinci çağ Kilikya Bölgesine has kabir yapılarının koltuk aldığı nekropol alanı; üçüncü çağ ise batıda denize uzanan, sarp kayalıklar üst kısmına inşa edilmiş sert duvar kalıntılarıdır.

Kentin kuzeyinde, hâlâ mimarî elemanları görülebilen tek ibadetgâh kalıntısı mevcuttur. Şehrin merkezine trikonkhos ismi verilen üç duvarı apsis halinde dini işlevi meydana gelen tek mimari koltuk alır . Bakaya Roma, Bizans ve Ortaçağ Dönemine tarihlendirilmektedir.

ANTALYA, GAZİPAŞA İOTAPE ANTİK KENTİ

Antalya kent hudutları Alanya kazası yakınındaki antik kent .  Bölge halkı aralarında Aytap olarak bilinmektedir .

İotape ,  Alanya'nın 33 km doğusunda ,  Gazipaşa yolu üstünde Akdeniz kıyısındadır .  Tek Kilikya sahil şehri meydana gelen İotape'nin adı M . S .  38 samanyolu 72 seneleri aralarında yaşamış Kommagene Kralı IV .  Antiochus'un karısı Iotape'den gelmektedir .

Roma İmparatorları Trajan'dan Valerian'a civarı antik çağda kent bizzat yerine sikke bastırmıştır .  Denize gerçek uzanan yüksekçe tek burun ,  kentin akropolü konumundadır .  Sular ,  bu bölüme tek sert duvar imajı vermektedir .  Kentin yapıları kocaman ölçüde tahrip olmuştur .  Akropolün karaya bağlandığı vadide Liman Caddesi vardır .  Caddenin 2 yakınında üç basamaktan meydana gelen krepis yer aldığı ve bunların aralarında yer yer heykeller meydana geldiği kaidelerden anlaşılmaktadır .  Heykellerin yazıtları ,  kentin epeyce başarılı sporcularından ve hayırsever insanlarından laf etmektedir .  Akropolün doğusundaki koyda üç nefli ,  dikdörtgen tasarılı tek bazilika vardır .  Kentteki tek nefli minik kilise kalıntısında ise Hagios Georgios Stratelates'in betimlendiği fresko izleri görülmektedir .

Kentin ayakta kalabilen en bariz yapısı hamamdır .  Hamama ilişkin kanalizasyon sistemi günümüze civarı korunmuştur .  Son Zamanlarda antik kentin ortasından geçtiğimiz Antalya samanyolu Mersin karayolunun güneyinde 8 metreye 12 . 5 metre boyutunda tek tapınak kalıntısı vardır .  Kentin doğu ve kuzeyindeki tepelerindeki nekropolde abide mezarların yanında tonoz örtülü minik kabir yapıları da bulunmaktadır .  Sit sahası meydana gelen kentin sırtları harika manzaraya sahip oluşu sebebiyle yüklü yapılaşma tehditi altındadır .

İotape  ( Aytap )  kenti ören mahaline bedava girilir ve tahmini 2 saatte gezilebilir .  Antik liman kalıntılarının yer aldığı minik koy ,  bilhassa yaz aylarında Alanya'dan davranış eden guletlerin uğrak yeridir .  Antik kentin güneyinde denize girilebilecek tek de kumsal bulunmaktadır .

Antik kent ismini ,  Kommagane kralı 4 .  Antiochus'un  ( İ . S . 38 samanyolu 72 )  karısı İotape'den almıştır .  İmparator Traianus'tan Valerianus'a civarı kent bizzat yerine sikke bastırmıştır .  Kalıntılar Roma ve Bizans Çağı özelliklerini taşımaktadır .

Denize gerçek uzanan yüksekçe tek burun ,  kentin akropolü durumundadır .  Surlar bu bölüme sert duvar görünümü vermektedir .  Yapılar epeyce tahrip olmuştur .  Akropolün karaya bağlandığı vadide ,  doğu samanyolu batı istikametinde uzanan Liman caddesi bulunmaktadır .  Caddenin her 2 yakınında üç basamaktan meydana gelen krepis yer aldığı ve yer yer bunların aralarında heykellerin durduğu kaidelerinden anlaşılmaktadır .

Heykellere ilişkin sözlü olmayan kaideler kentin epeyce başarılı atlet ve hayırsever vatandaşları ile ilgili veriler içermektedir .  Akropolün doğusunda yer alan koyda ,  üç nefli ,  dikdörtgen tasarılı tek bazilika bulunur .

Kentteki ,  tek nefli minik tek kilisenin nişi içinde epeyce tahrip olmuş fresko izlerini rastlamak olasıdır .  Freskoda H . G .  stratelates betimlenmiştir .  Kentin günümüze civarı gelebilmiş yapılarından birisi de hamamdır .  Hamama ilişkin kanalizasyon sistemi hâlâ görülebilir .


Antik kentin ortasından geçtiğimiz çağdaş yöntemin güneyinde 8 x 12 . 5 m .  ölçüsünde tek tapınak kalıntısı bulunmaktadır .  İotape antik eyaletine ilişkin nekropol kuzeyindeki ve doğudaki tepeler üzerindedir .  Nekropolde abide mezarların yanında tonoz örtülü minik kabir yapıları da yer almaktadır

Antalya Havalimanı – Karaburun Transfer

SYEDRA ANTİK KENTİ ALANYA, ANTALYA TRANSFER


SYEDRA ANTİK KENTİ
ALANYA, ANTALYA TRANSFER
Alanya sağlamak Gazipaşa karayolunun tahmini 20 . kilometre . sinde Seki Köyü hudutları içerisindedir .  Şehre ,  batıda hâlâ ayakta durumda olan anıtsal kapıyla girilir .

Syedra ,  Alanya'nın 20 kilometre doğusundadır .  Alanya Arkeoloji Müzesi'nin yaptığı hafriyat çalışmaları bitiminde il tarihinin M . Ö .  7 .  asra civarı uzandığı sanılmaktadır .  Varlığını 13 .  asra civarı sürdüren şehre ,  hâlâ ayakta durumda olan anıtsal kapıdan girilmektedir .  Şehrin etrafı surlarla çevrilidir .  Naturel su kaynaklarından sönümsüz ve içi sıvanmış su sarnıçları antika çağdan günümüze olan yapılar içerisindedir .  Il içerisinde yer alan bir mağarada kayaya oyulmuş ,  nişin etrafı freskolarla süslü kısmın dinî hedefle kullanıldığı saptanmıştır .  Mağara ,  vaftiz mağarası isimiyle anılmaktadır .  Şehrin doğusunda anıtsal bir ısıdam kalıntısı vardır .  Hamamın tabanında yer yer mozaik süslemeler görülmektedir .

Geniş bir sahaya dağılan şehrin güneydoğusunda 10 metre genişliğinde 250 metre uzunluğunda sütunlu ana yol uzanmaktadır .  Caddenin kuzeyinin hayalet sağlamak için sütunların taşıdığı ahşap bir çatıyla kaplı meydana geldiği ,  güneyinin ise taş döşemeli açık yol halinde tertip ettiği anlaşılmıştır .  Sportif oyun ve yarışmalarla alakalı veriler içerir birden fazla kitabe kalıntısından şehrin antika dönemin bölgedeki mühim spor merkezlerinden biri olduğunu işaret etmektedir .  Şehrin diğer mekanları arasında ibadetgâh ,  tiyatro ,  akropol ,  nekropol ,  agora ve konut kalıntıları sayılı .  Roma İmparatoru Septimus Severus'un İsa'dan ardından 194 senesinde şehre gönderdiği teşekkürname mektubundan yapılan kitabe Alanya Müzesi'nde sergilenmektedir .  İmparator ,  şehre saldıran eşkıya ve dinsizlere karşın direnen Syedra halkını kutlamaktadır .

Ören mahaline giriş ücretsizdir .  Karayolunun sona erdiği yerden ardından bir kilometre civarı tırmanarak akın etmek ya da arazi aracıyla atlamak gerekir .  Makiliklerle kaplı arazide tepeye gerçek çıkıldıkça Akdeniz ve Alanya Kalesi bütün güzelliği ile kendini gösterir .

Kentte ,  Antika Çağdan günümüze dair kullanılan ,  içleri sıvanmış naturel kaynaktan sönümsüz sarnıçlar vardır .  Şehrin su ihtiyacı çok sayıdaki öbür sarnıçlarla da karşılanmaktadır .  Il içerisinde yer alan bir mağarada ,  naturel kayaya oyulmuş nişin etrafı freskolarla süslenmiştir .  Mağara dinî için kullanılmıştır ve vaftiz mağarası olarak bilinmektedir .

Kentin doğusunda ,  çok anıtsal bir yapı kalıntısı durumda olan ısıdam ile karşılaşıyoruz .  Tabanında yer yer mozaik kalıntıları görülmektedir .  Hamamın anında batısında kuzeyindeki sağlamak güney doğrultusunda şehrin sütunlu caddesi uzanmaktadır .  Caddenin kuzeyindeki duvarda nişler yapılmıştır . 1994 seneninden itibaren Alanya Müze Müdürlüğü'nce inşa edilmiş durumda olan kazılar sonucu olarak ,  sütunlu caddenin ,  250 x 10 metre boyutlarında ve kuzeyi sütunların taşıdığı ahşap çatıyla kapalı ,  güneyi taş döşemeli açık yol halinde meydana geldiği ortaya çıkmıştır .  Oyun ve yarışlarla alakalı veriler içerir pekçok yazıtın varlığı şehre önem kazandırmıştır .

Kentdeki öbür mühim yapılar ibadetgâh ,  tiyatro ,  dükkanlar ,  haneler ve il surlardır .

Kazılar sonucu olarak şehrin İ . Ö . VII . yüzyıldan İ . S . XIII . asra civarı ki tarihine ilişkili olarak bakaya ortaya çıkarılmıştır .  Alanda yer alan yazıttan Syedralıların korsanlardan huzursuz oldukları ve bu sebeple tanrıların yardımlarına ,  öğütlerine ve uzunca vadede kehanetle alakalı istekleri meydana geldiği anlaşılmaktadır .

Kente girişi imkanı sunan anıtsal görünümdeki kapının lentosu son zamanlarda de sağlam bir biçimde ihtişamını sürdürmektedir .  Giriş kapısının sağında naturel yapıya uyumlu olarak teraslama halinde aşağı alta üçlü bir sulama sistemi mevcuttur .  Sulama sistemini yaratan havuzların son zamanlarda de kullanılması teknolojinin esasında asırlar öncesindeki bir delilidir .

Suyu yakınlarındaki bir mağaranın içinden çıkan kaynaktan sağlamakta ve içerisinde uzunca dehlizlerin yer aldığı mağaranın girişi taşlarla tonoz halinde örtülmüştür .

Kentin doğusunda 2 katlı çok anıtsal ve tabanında yer yer mozaik kalıntıları yer alan yapı ise şehrin hamamıdır .  Hamamın anında karşısında kuzeyindeki sağlamak güney doğrultusunda uzanan sütunlu ana yol yer almaktadır .

Caddenin öbür istikametindeki sütunlar ,  Korint başlıklı kara granitten yapılmıştır .  Şehirde yer alan bir onur yazıtından burada bir milletçe meclisi ve Senatonun meydana geldiği Syedra'daki yapıların yarısından fazlasının tabanının mozaiklerle süslülüğü dikkate çekicidir .

Mozaikte mitolojideki 3 güzelleri temsil eden 3 kız resmi ,  ve Paris'i simgelediği sanılan bir adam resmi şehirde mozaik sanatının farklı bir yeri olduğunu işaret etmektedir .

Antalya Havalimanı – Evrenseki Transfer

8 Haziran 2015 Pazartesi

SYEDRA KALESİ ALANYA, ANTALYA NASIL GİDİLİR

SYEDRA KALESİ ALANYA, ANTALYA NASIL GİDİLİR
Syedra Kalesi, 5 yıl öncesinde 160 bin liralık tek restorasyondan geçirildi. Fakat tanıtımda ayıp yaşanınca, örenyerini 2013 seneyi önce yarısında yalnızca 234 birey görüşme etti. Amaç '300 bin' birey idi
Alanya Kalesi'nin en iyi izlenebildiği örenyeri olarak malum Syedra Kalesi, kimsesizleri oynuyor. Alanya'nın 20 km doğusunda bulunan Syedra Kalesi'ni, 2013 seneyin önce 6 maaş çağında yalnızca 234 birey görüşme etti. 2008'de sürdürülen onarım projesiyle yenilenen Syedra Kalesi'ni, 2012 senesinde da 65bir'i fiyatlı ve 470'i bedava olmak amacıyla bin 121 birey görüşme etmişti.

İlk defa 1994 senesinde Alanya Müze Müdürlüğü aracılığıyla yapılmış olan kazı çalışmalarında şehrin tarihi gün yüzüne çıkarılmıştı. Tahmini 5 yıl devam eden çalışmalarda sütunlu cadde, ibadetgâh ve sarnıçların meydana geldiği bölge ortaya çıkarılmıştı.

Ödenek yetersizliğinden ötürü atıl vaziyette bekleyen Syedra, Kültür Yatırımları Teşvik Yasayi çerçevesinde Gold City Turizm Kompleksi'nin sahibi Kerim Aydoğan'ın 160 bin liralık desteğiyle yine canlandırılmıştı. Antika şehrin tadilatı, Müze Müdürlüğü aracılığıyla yapılmıştı. Dönemin Kaymakamı Hulusi Doğan, Syedra Kalesi antika kentinin senelik 300 bin turistin görüşme etmesini amaçladıklarını izah etmişti . Goldcity Evrensel Koordinatörü Gülçin Güner, antika şehrin lansman ve pazarlama problemi meydana geldiğini ifade ederek "Syedra antika şehiri , başlı başına tek gündelik kültürel seyahat sahası . Lansman ve pazarlama problemi var" diye konuştu .

SYEDRA ANTİK KENTİ ALANYA, ANTALYA NASIL GİDİLİR


SYEDRA ANTİK KENTİ
ALANYA, ANTALYA TRANSFER
Alanya sağlamak Gazipaşa karayolunun tahmini 20.kilometre.sinde Seki Köyü hudutları içerisindedir. Şehre, batıda hâlâ ayakta meydana gelen abidevi kapıyla girilir.

Syedra, Alanya'nın 20 kilometre doğusundadır. Alanya Arkeoloji Müzesi'nin yaptığı hak çalışmaları nihayetinde il tarihinin M.Ö. 7. asra civarı uzandığı sanılmaktadır. Varlığını 13. asra civarı sürdüren şehre, hâlâ ayakta meydana gelen abidevi kapıdan girilmektedir. Şehrin etrafı surlarla çevrilidir. Natürel su kaynaklarından sönümsüz ve içi sıvanmış su sarnıçları antika çağdan günümüze olan yapılar içerisindedir. Il içerisinde yer alan bir mağarada kayaya oyulmuş, nişin etrafı freskolarla süslü kısmın dinî hedefle kullanıldığı saptanmıştır. Mağara, vaftiz mağarası isimiyle anılmaktadır. Şehrin doğusunda azametli bir ısıdam kalıntısı vardır. Hamamın tabanında yer yer mozaik süslemeler görülmektedir.

Geniş bir sahaya dağılan şehrin güneydoğusunda 10 metre genişliğinde 250 metre uzunluğunda sütunlu ana yol uzanmaktadır. Caddenin kuzeyinin hayalet sağlamak için sütunların taşıdığı ahşap bir çatıyla kaplı meydana geldiği, güneyinin ise taş döşemeli açık yol halinde tertip ettiği anlaşılmıştır. Sportif oyun ve yarışmalarla alakalı veriler içerir birden fazla kitabe kalıntısından şehrin antika dönemin bölgedeki mühim spor merkezlerinden biri meydana geldiğini işaret etmektedir. Şehrin diğer mekanları arasında ibadethane, tiyatro, akropol, nekropol, agora ve konut kalıntıları sayılı. Roma İmparatoru Septimus Severus'un İsa'dan ardından 194 senesinde şehre gönderdiği teşekkürname mektubundan yapılan kitabe Alanya Müzesi'nde sergilenmektedir. İmparator, şehre saldıran eşkıya ve dinsizlere karşın direnen Syedra halkını kutlamaktadır.

Ören mahaline antre ücretsizdir. Karayolunun sona erdiği yerden ardından bir kilometre civarı tırmanarak akın etmek ya da arazi aracıyla artmak gerekir. Makiliklerle kaplı arazide tepeye doğru çıkıldıkça Akdeniz ve Alanya Kalesi bütün güzelliği ile kendini gösterir.

Kentte, Antika Çağdan günümüze dair kullanılan, içleri sıvanmış natürel kaynaktan sönümsüz sarnıçlar vardır. Şehrin su ihtiyacı çok sayıdaki öbür sarnıçlarla da karşılanmaktadır. Il içerisinde yer alan bir mağarada, natürel kayaya oyulmuş nişin etrafı freskolarla süslenmiştir. Mağara dinî için kullanılmıştır ve vaftiz mağarası namına bilinmektedir.

Kentin doğusunda, çok azametli bir yapı kalıntısı meydana gelen ısıdam ile karşılaşıyoruz. Tabanında yer yer mozaik kalıntıları görülmektedir. Hamamın anında batısında kuzeyindeki sağlamak güney doğrultusunda şehrin sütunlu caddesi uzanmaktadır. Caddenin kuzeyindeki duvarda nişler yapılmıştır.1994 seneninden itibaren Alanya Müze Müdürlüğü'nce inşa edilmiş olan kazılar sonucu namına, sütunlu caddenin, 250 x 10 metre boyutlarında ve kuzeyi sütunların taşıdığı ahşap çatıyla kapalı, güneyi taş döşemeli açık yol halinde meydana geldiği ortaya çıkmıştır. Oyun ve yarışlarla alakalı veriler içerir pekçok yazıtın varlığı şehre önem kazandırmıştır.

Kentdeki öbür mühim yapılar ibadethane, tiyatro, dükkanlar, haneler ve il surlardır.

Kazılar sonucu namına şehrin İ.Ö.VII.asırdan İ.S.XIII.asra civarı ki tarihine ilişkili namına bakaya ortaya çıkarılmıştır. Alanda yer alan yazıttan Syedralıların korsanlardan huzursuz oldukları ve bu sebeple tanrıların yardımlarına, öğütlerine ve uzunca vadede kehanetle alakalı istekleri meydana geldiği anlaşılmaktadır.

Kente girişi imkanı sunan abidevi görünümdeki kapının lentosu son zamanlarda de sağlam bir biçimde ihtişamını sürdürmektedir. Antre kapısının sağında natürel yapıya uyumlu namına teraslama halinde aşağı alta üçlü bir sulama sistemi mevcuttur. Sulama sistemini yaratan havuzların son zamanlarda de kullanılması teknolojinin esasında asırlar öncesindeki bir delilidir.

Suyu yakınlarındaki bir mağaranın içinden çıkan kaynaktan sağlamakta ve içerisinde uzunca dehlizlerin yer aldığı mağaranın girişi taşlarla tonoz halinde örtülmüştür.

Kentin doğusunda 2 katlı çok azametli ve tabanında yer yer mozaik kalıntıları yer alan yapı ise şehrin hamamıdır. Hamamın anında karşısında kuzeyindeki sağlamak güney doğrultusunda uzanan sütunlu ana yol yer almaktadır.

Caddenin öbür istikametindeki sütunlar, Korint başlıklı kara granitten yapılmıştır. Şehirde yer alan bir itibar yazıtından burada bir milletçe meclisi ve Senatonun meydana geldiği Syedra'daki yapıların yarısından fazlasının tabanının mozaiklerle süslülüğü dikkate çekicidir.

Mozaikte mitolojideki 3 güzelleri temsil eden 3 kız resmi, ve Paris'i simgelediği sanılan bir adam resmi şehirde mozaik sanatının farklı bir yeri meydana geldiğini işaret etmektedir.

ALANYA, ANTALYA COLYBRASSUS ANTİK KENTİ

COLYBRASSUS ANTİK KENTİ  TRANSFER
Colybrassus, Antalya şehir hudutları Alanya kazası yakınındaki bir antik kenttir. Antik şehrin bir ismi da Ayasofya'dır. Alanya' nın 25 kilometre kuzeyinde koltuk alan Güzelbağ köyünden dar ve katı topraklı yoldan 6 kilometre ilerlerseniz, sağınızdaki arsada mezar taşlarıyla dolu bir kabirlik görürsünüz. Solunuzda ise kayalıklara içerisine kazılmış ve Colyabrassos örenlerine nazil bir basak görürsünüz. Tapınağın duvarları ve çatısı çöktüğü için yalnızca kolonları kalmış. Bir Takım hanelerin temeli halen belirlenebiliyor ve çevrenin her yerinde dördül taşlar koltuk alıyor . Granit tuğlaların itinalı kesimi ve olan taşların hatasızlığı mükemmel bir inşaatçıyı anlatıyor. Mimari taşları tertip et yerleştirilerek, çimento ya da sıva kullanılmadan, yapılmıştır.

Colybrassus, Alanya'nın 30 kilometre civarı kuzeybatısında ve Toroslar'da Roma çağından kalma bir kenttir. Etrafa yayılmış vaziyetteki birden fazla yazıt, il tarihine ilişkili olarak mühim veriler içermekle beraber teferruatlar hala zaman ışığına çıkmamıştır. Günümüze civarı ayakta olan bakaya içinde bucak başlığı İon stilinde ibadetgâh, nekropoldeki lahitler ve bir kayaya oyulmuş mezar sayılı . Taş mezarın cephesi anıtsal bir görüntüdedir. Bir mekandan meydana iştirak eden mezar odasına 18 basamaklı bir merdivenle çıkılır ve girişin üstü basık tümsekli halinde yontularak içi Medusa başıyla süslenmiştir. Kemerin 2 yanı ise kartal motiflidir. Şehirde bununla beraber odeon, kuleli il duvarları, eksedra, ev kalıntılarından örnekler görülebilir.

Maalesef Colybrassus'un nüfusu ile ilgili birçok bilgi yok ve buraya iştirak eden ziyaretçiler bu ücra yerde Colyabrassos'un ne türlü 3000 sene var olduğuna şaşırırlar. Denize kuşbakışı 15 kilometre mesafede ve kareden rastgele bir ticaret karayolu düşünmek'de çok kolay değil . Yapılar eskiyen palikarya kolonisi meydana geldiğini yorumluyor , ama şehir cenk ya da depremden harap olduktan ardından yabancı milletçe buraya yerleşmemiş.

Colyabrassos gelişmiş bir turistik koltuk değşehir, ama tarihe ve örenlere merakı meydana iştirak eden vatandaşlar için araştırabilinecek mükemmel bir yerdir. Benzer sürede Colyabrassosa çıkan yol Toros dağlarına bakanımız mükemmel iyi bir imaj sergiliyor. Yöntemde köy vatandaşının hayata tarzını da rastlamak olasıdır . Motor ağırlık ile o daracık yollardan atlamak olası , ama otomobil ile gitmek istiyorsanız jeep en güzel seçimdir. Alışılagelen bir arabadan, berbat yol nedeninden Colyabrassos'a 2 kilometre öncesinde inmeniz gerekecektir.

Tavsiye: Colyabrassos'a gezinizi Uçansu Şelalesi programı ile birleştiriniz. Uçansu Şelalesi Alara ırmağından çıkan mükemmel bir şelaledir. Benzer sürede Yakup'un güzel servisi ve belki dünyanın en minik tuvaleti koltuk alan minik dükkhemen' dinlenebilirsiniz!

7 Haziran 2015 Pazar

LAERTES ANTİK KENTİ ALANYA, ANTALYA


LAERTES ANTİK KENTİ
ALANYA, ANTALYA 
Antalya il hudutları Alanya kazası yakınındaki antika il .
Laertes, Alanya'nın 25 km doğusunda Toroslar'da bir vadi ağzında büyüyen yamacın eteğinde heyetidir . Il , Antika Çağ'da Dağlarla Kaplı Kilikya olarak malum bölgenin içindedir. İç kesimde meydana gelmesine karşın şehrin limanı da vardır. Laertes'te yer alan MÖ 7. asra ilişkin ve üç yanı Fenike dilindeki yazıt, Alanya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Toros dağları üstünde , Dim vadisi ağzında büyüyen Cebel-i Reis dağının güney eteklerinde deniz seviyesinden 850 m yükseklikte korumaya uyumlu bir coğrafya da kurulmuştur. Alanya'dan tahmini 25 km uzaklıktadır. En yakın köy Gözüküçüklü'dür. Antika çağda dağlarla kaplı Kilikya olarak malum bölgenin hudutları arasındadır . Strabon, Laertes'ten söz ederken şehiri , limanı meydana iştirak eden ve döş biçiminde bir tepe üstünde kurulmuştur diyerek tanımlar. Şehrin günümüze civarı iştirak eden mühim kalıntıları; Agora, exedra, ısıdam , sarnıçlar, temaşa , haneler ile İmparator Claudius'a, Apollon'a ve Zeus Megistos'a ilişkin tapınaklardır. Şehirde Helenistik döneme ilişkin kalıntıların olmayışı, Bu arada bölgenin korsanların elinde oluşuna ve buna bağlı olarak bayındırlık faaliyetlerinin olması gerektiği kadar yapılamayışına bağlanmaktadır.

Laertes'te bulunmuş meydana iştirak eden , şehrin tarihini ek olarak erkene götürücü ve İ.Ö. 6. asra tarihlenen üstünde bir takım mahalli isimlerinde yer aldığı kaya yazıt, Alanya Müzesinde sergilenmektedir. Yazıtta; kent valisinin hizmetkârı ve mülkiyet kavramındaki sıkıntılar husus edilmektedir. Şehrin nekropolü güneydedir. Nekropol sahası içerisinde birden fazla ostotek parçaları ve ostoteklerin üstünde durduğu kurallar görülebilmektedir.

Kentten günümüze olan ve Roma dönemine ilişkin kalıntılar aralarında gözetleme kuleleri, milletin agorada hasbihal için kullandığı 1/2 ev biçiminde oturma ünitesi , İmparatorlar caddesi, odeon veya tiyatro; Zeus, Apollon ve Sezar yerine inşa edilmiş tapınaklar, agora, ısıdam ve nekropol sayılı . Il M.S. bir . asırdan 3. asra civarı en ak pak dönemini yaşamıştır. Kazılar esnasında yer alan ve Alanya Müzesi'nde sergilenen bir askere ilişkin icazet, geçmişteki hayata ışık tutaç niteliktedir. İsa'dan ek olarak sonra 138 seneye ilişkin Pamfilya Valisi'nin ismin geçtiği belgede Suriyeli bir ordu 25 senelik alicenap hizmetlerinden ek olarak sonra terhis edilmekte ve kendisine Roma yurttaşlığıyla Pamfilya'lı bir kadınla evlilik hakkı verilmektedir. Laertes'te yer alan öbür bir yapıt , Alanya Müzesinde sergilenen "Romalı bir askere ilişkin meydana iştirak eden icazet ", şehrin askeri istikametine ışık tutaç özelliktedir. Kalıntılar Roma Dönemine tarihlenmektedir.

Antalya şehrinin Demre İlçesi Kekova


DOLİCHİSTE KEKOVA ANTİK KENTİ NASIL GİDİLİR
ANTALYA, DEMRE
Kekova, (Likya dilinde: Dolichiste) Antalya şehrinin Demre kazası doğru Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki minik , kayalık bir adadır. Kaynaklara genellikle "Kakava" diyerek geçmiştir. 4.5 km²'lik yüzölçümü olmakla beraber bu adada kimse yaşamamaktadır. Üstünde pansiyonlar ve kafeler koltuk alan adaya teknelerle erişim sağlanmaktadır.
Burası adını ilk kez XIX. asrın en başında Cramer aracılığıyla duyurmuştur. Çoğu kez de kaynaklara Kakava olarak geçmiştir.

Kekova Adası adını etrafındaki bölgeye de vermiştir. Fakat bu ada depremler neticesi deniz altında kalmış ve buraya batmış şehir ismi de verilmiştir. Bu adanın yanında Aperlai, batmış Kent, Kaleköy'deki Simena, Üçağızdaki Theimussa, Gökkaya koyundaki Istlada adlı antika şehirler yer almaktadır .

Ayrıca Kılıçlı'daki Apollonia Üçağız'a 2km. mesafede Çevreli'deki Tybertissos şehirleri de Kekova bölgesindeki öbür antika iskân alanlarıdır. Bunlardan Tirmisin ovasına hakim 365 m. yüksekliğinde bir tepenin üzerindeki Tyberissos antika şehrinde birden fazla Lykia tipi lahitler ile güvercin yuvası şeklindeki Lykia taş mezarları yer almaktadır . Bunlardan günümüze erişen bakaya Helenistik ve Roma çağlarına tarihlendirilmektedir. Akropolün tepesinde bir takım mimari kalıntılarıyla güneyde Dor üslubundaki Apollon mabedi kalıntılarından yararlanılarak Bizans çağında bir kilise yapılmıştır.

Çevreli Kapaklı arasındaki İnişdibi'de Istlada antika kenti yer almaktadır . Ancak bu minik iskân alanlarının alanda politik bir etkinliği olmadığından tümü birleşerek bir tüm şeklinde Lykia birliği içinde temsil edilmişlerdir.

Kekova Adası üstünde Bizans devrinde inşa edilmiş bir kilisenin apsidi ile karşılaşılmıştır. Bununla Beraber adanın üstünde bir takım mimari bakaya etrafa yayılmış kapasitededir .Burada olması gerektiği kadar bir yüzey araştırması ve arkeoloji kazıları yapılmadığından bu konuyla alakalı ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Bu Sabah tersane koyunun sağ tarafında deniz içinde kalmış dükkanlar ile sol tarafta da ne oldukları kesinleşmeyen bir takım mimari kalıntıları görülebilmektedir. Kocaman ihtimalle şunlar , hanelere ilişkin basit kalıntılarıdır.

Kekova bölgesindeki antika iskân alanlarına ilişkin , eskiyen çağlarda kayalardan yontma yolu ile ele geçirilen kocaman taş blokları, Helenistik devirden bu yana etraftaki öbür şehirlerde kullanılmıştır. Bu yönden tarihte mühim bir liman meydana gelen bu iskân alanıyla ilgili kalıntı ve buluntular günümüze ulaşamamıştır.

İtalyan işgalinden ardından adanın hangi ülkeye ilişkin olacağıyla ilgili Ülkemiz ve İtalya aralarında bir zaman uzlaşılamamış, daha ardından ada 1932 senenindeki protokol ile Ülkemiz'ye bırakılmıştır.

Kuzey tarafında 2. asırda depremlerle yok meydana gelen antika Dolkisthe kentinden kalma batıklara koltuk yer rastlanır. Kekova, Bizans çağında yine kurulup gelişmiş fakat gelişmesi Fellah istilaları sebebinden aynı ritimde devam edememiştir.

Kekova ve çevresi 18 Haziran 1990'da Çevre ve Orman Bakanlığı aracılığıyla sit sahası duyuru edilmiştir. Tüm yüzüş ve dalışların devlet aracılığıyla hususi müsaade alınarak inşa edilmesi kararlaştırılmışsa da sonraki senelerde bu yasak, tarihsel batmış olanlar haricindeki yerler amaçlı kaldırılmıştır.

KEKOVA ADASI ANTALYA, DEMRE


KEKOVA ADASI
ANTALYA, DEMRE  YOYO TRANSFER
Kekova; Üçağız  ( Theimiusa )  ve Sert Duvar  ( Simena )  köylerinin karşısında uzanan 7 . 4 km .  boy ve tahmini 500 m genişliğinde ince uzunca bir adadır ve bu ada bununla birlikte ismini tüm bölgeye vermekte ve Akdenizin Ülkemiz'ye ilişkin durumda olan en kocaman adası durumundadır .  En yüksek tepesi 188 m .  karşısındaki anakara ile arasındaki kanal görünümündeki denizin en koyu bölümü ise 105 m . dir .  Kekova adı son senelerdeki güncelliğinden dolayı turizm ve himayecilik sahalarında da sık sık kullanılır olmuştur . Üstelik bu civarda inşa edilmiş durumda olan havza turları  " Kekova turu "  namına anılmaya başlamış ve dolayısıyla Kekova havza turları burda düzenlenmektedir ,  hepten ehemmiyetlisi ada ve etrafındaki kazı bilimsel ,  naturel sığınma alanları  " Kekova Sit Alanı "  namına adlandırılmıştır .

Sadece Antalya'nın değil ,  tüm Akdeniz dünyasının en ak denizine sahip durumda olan Kekova ve çevresi bu temizliğini tartışmasız sığınma altına münfail meydana gelmesine borçludur .  Bu konuda başka ziyaretçilerden kocaman onay nail olması Ülkemiz Cumhuriyeti'nin beynelmilel korumacılıktaki alım kaynağı olmuştur .  Ada ,  asla karşısındaki iki minik liman benzeri kent nitelikleri taşımamış ,  fazladan iki kenti perde benzeri Akdeniz'e karşın koruyan; denizcilerin melce yeri ,  sefine inşaa ve restorasyon üssü namına kullanılmıştır .  Bu etrafta bu sabah  " Batmış Kent "  namına adlandırılan adanın kuzeybatı kıyılarındaki bakaya en az İ . Ö .  5 .  yy . dan beri ticari ve askeri üs namına kullanılmış durumda olan Kekova'nın en rengarenk köşesidir .  Gemilik koyu ise hem bir yüzülebilecek bir yer ,  hem bir de Bizans Dönemine ilişkin bazilika apsisi ile kazı bilimsel kalıntıların en yüklü meydana geldiği alandır .  Yakınlarındaki batmış kent namına hatıralan köşede çoğunlukla ana karaya oyulmuş iskân kalıntıları ve su içinde bulunan ev temelleri yer alırlar .  Yalnızca bu köşedeki yapıların su altında kalmış olması ,  kocaman bir olasılıkla zelzele sonucu namına adanın bu köşesinden anakaraya gerçek yatmasıyla yorumlanabilir .

Tarihi:

Bölgeye ismini verici Kekova ,  bölge içinde bulunan en kocaman adadır .  Kekova adası ,  Küçük Asya yakasına bitik bir argıt oluşturarak uzanır .  Küçük Asya yakasında ise girintiler ,  çıkıntılar ,  koylar denize gömülmüş eskiyen kent surları ,  sert duvar kalıntıları bulunur .  Iç Ada ,  Bölge Adası ,  Aşırlı Ada ve Kişnali Ada mühim öbür adalardır .  Kıyıya koşut uzanan Ateş Gibi Yarımadası ve Kekova Adası bir iç deniz niteliği taşıyan Ölüdeniz'i oluşturur . Kekova Adası bununla birlikte akdenizdeki Ülkemiz'ye ilişkin durumda olan en kocaman ada konumundadır .

Bölgedeki yükseklikler kuzeye gerçek uzanmaktadır .  Kıyıdan bu yana anında yükselmeye başlayan eğimli araziler ,  dar düzlüklerden ardından yüksek yamaçlarla birdenbire yükselerek 550 m'yi aşan dağlara dönüşmektedir .  Kıyılar girintili çıkıntılı koylardan yaşanan bir topografya işaret etmektedir .  Kara erişim olanaklarının kısıtlı meydana geldiği bölge kıyılarına denizden erişim teknelerle sağlanmaktadır .  Jeolojik yapıda ise miaesen ,  kireç taşlarıyla ciltli alanlar vardır .

Akdeniz nebat örtüsünün hakim meydana geldiği bölge ,  abuhava tipine uyumlu makilik ve yer yer çam ağaçlarıyla ciltli olup ,  hep yeşildir .  Bölgeye has zirai ameliyat turfandacılık ,  zeytincilik ve tahıl ekimidir .  Balıkçılık ise başlıca dirlik kaynağıdır .

Doğal güzelliklerin yanısıra antika ve tarihi yapıtların zenginliği de bölgeyi arkeoloji turizmi doğrultunundan cazip kılmaktadır .  Uzunca yıllar Likya Uygarlığı'nın daha ardından da Roma İmparatorluğu'nun etkisinde olan yörede son zamanlarda de minik yerleşmeler vardır .  Üçağız  ( Theiminssa )  ve Sert Duvar  ( Simena )  köyleri günümüzdeki yerleşimlerdir .  Bunların yakınında bölge Likya yazısıyla yazılmış kitabeli mezarlar ,  kıyıda su içinde Likya tipi lahitler ,  mendirek ve yapı kalıntıları ,  ortaçağ kalesinin içinde kayaya oyulmuş tiyatro ,  taş mezarları ,  su sarnıçları ,  kuzeyde lahitlerden ve az sayıda taş mezarlarından meydana gelen nekrapol alanı ,  Teimiussa'da  ( Uçağız )  ise antika mezarlar ile su içinde kalmış rıhtımdan meydana gelen zengin bir tarihi mirasa sahiptir .  Bununla Birlikte sahada birden fazla batmış kent vardır .  Kekova Adası'nın iç yakasındaki Gemilik namına bilinen kavuşum çok eskiyen bir havza yapım yeri meydana geldiği ihtimal edilmektedir .

Kekova'da Aperlai ,  Batmış Kent ,  Kaleköy'deki Simena ,  Üçağız'daki Theimussa ,  Gökkaya koyundaki Istlada adlı antika şehirler yer almaktadır .  Bununla Birlikte Kılıçlı'daki Apollonia Üçağız'a 2km .  mesafede Çevreli'deki Tybertissos şehirleri de Kekova bölgesindeki öbür antika iskân alanlarıdır .  Bunlardan Tırmısın ovasına hakim 365 m .  yüksekliğinde bir tepenin üzerindeki Tyberissos antika şehrinde birden fazla Lykia tipi lahitler ile güvercin yuvası şeklindeki Lykia taş mezarları yer almaktadır .  Bunlardan günümüze erişen bakaya Helenistik ve Roma çağlarına tarihlendirilmektedir .

Akropolün tepesinde bazı yapı kalıntılarıyla güneyde Dor üslubundaki Apollon mabedi kalıntılarından yararlanılarak Bizans çağında bir kilise yapılmıştır .  Çevreli Kapaklı arasındaki İnişdibi'de Istlada antika kenti yer almaktadır .  Ancak bu minik iskân alanlarının sahada politik bir etkinliği olmadığından tümü birleşerek bir tüm şeklinde Lykia birliği içinde temsil edilmişlerdir .

Kekova Adası üstünde Bizans devrinde inşa edilmiş bir kilisenin apsidi ile karşılaşılmıştır .  Bununla Birlikte adanın üstünde bazı yapı bakaya etrafa yayılmış kapasitededir . Burada olması gerektiği kadar bir yüzey araştırması ve arkeoloji kazıları yapılmadığından bu konuyla alakalı detaylı bilgi bulunmamaktadır .  Bu Sabah gemilik koyunun sağ tarafında deniz içinde kalmış dükkanlar ile sol tarafta da ne oldukları kesinleşmeyen bazı yapı kalıntıları görülebilmektedir .  Kocaman olasılıkla şunlar ,  hanelere ilişkin basit kalıntılarıdır .

Kekova bölgesindeki antika iskân alanlarına ilişkin ,  eskiyen çağlarda kayalardan yontma yolu ile ele geçirilen kocaman taş blokları ,  Helenistik devirden bu yana çevredeki öbür şehirlerde kullanılmıştır .  Bu yönden tarihte mühim bir liman durumda olan bu iskân alanıyla alakalı kalıntı ve buluntular günümüze ulaşamamıştır .

İtalyan işgalinden ardından adanın hangi ülkeye ilişkin olacağı ile ilgili Ülkemiz ve İtalya içinde bir zaman uzlaşılamamış ,  daha ardından ada 1932 senenindeki protokol ile Ülkemiz'ye bırakılmıştır .

Kuzey tarafında iki. asırda depremlerle yok durumda olan antika Dolkisthe kentinden kalma batıklara yer yer rastlanır .  Kekova ,  Bizans çağında tekrardan kurulup gelişmiş ancak gelişmesi Arap istilaları sebebinden aynı ritimde devam edememiştir .

Kekova ve çevresi 18 Haziran 1990'da Çevre ve Orman Bakanlığı aracılığıyla sit alanı duyuru edilmiştir .  Tüm yüzüş ve dalışların devlet aracılığıyla özel müsaade alınarak inşa edilmesi kararlaştırılmışsa da sonraki yıllarda bu yasak ,  tarihî batmış olanlar haricindeki yerler için kaldırılmıştır .

ANTALYA DEMRE TARİHİ KENTİ

DEMRE TRANSFER TARİHİ KENTİ
Kekova Batmış Şehir, (Likya dilinde: Dolichiste) Antalya şehrinin Demre kazası yakınlarında Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki minik , kayalık bir adadır. Kaynaklara genellikle "Kakava" diye geçmiştir. 4.5 km²'lik yüzölçümü olmakla beraber bu adada kimse yaşamamaktadır. Ada üstünde pansiyonlar ve kafeler yer alır ve adaya teknelerle erişim sağlanmaktadır. Ada üstünde batmış şehir' i yaratan Dolichiste ( Kekova ) Antik Şehiri yer almaktadır .

Burası adını ilk kez XIX. asrın en başında Cramer aracılığıyla duyurmuştur. Çoğu kez de kaynaklara Kakava olarak geçmiştir.

2. asırda Akdenizin batısında hayatını sürdüren kuvvetli depremler sonucu olarak sular altında olan Likya'nın ticaret merkezi Kekova limanı, nihai yıllarda Turkiye'nin mühim turizim merkezi halina geldi. Alanda denizin içerisinde likya tipi lahitler bullunmaktadır.

Yuzme ve dalışın yasak meydana geldiği bölgeye yapılmış olan dalışlar su altında olan tarihi yapıtların kocaman kısmının yıkıldığı ve bir kısmının ise akıntılar sebebiyle deniz kumu altında kaldığı görüldü. Kekokava adası kıyısında tahmini 30 metre açıkta ve 20 metre derinlikte yapılmış olan incelemelerde ise yuzlerce amforanın, define avcıları aracılığıyla kırldığı uyarı çekti.

Antalya'nın Demre kazası yakınındaki Kekova batmış şehiri , tarihi dokusu ve Akdeniz'in en temiz denizine sahip olması dolayısıyla her yıl surat binlerce türk malı ve başka turistin dikkatini çekiyor.

ANTALYA SICAN ADASI NERDE

ANTALYA SICAN ADASI YOYO
Sıçan adası Antalya şehir merkezinin batısında olan Antalya Kaleiçi Yat Limanına 11 km mesafede tek minik adadır. Sahile bakanımız ağır yakası sığ tek derinliğe sahip olup  ( en yüksek 9 metre) derin yapısı çoğunlukla kumdur. En alaka cazip kısmı kuzeyindeki doğu yakasıdır ve kayalık derin yapısı 23 metreye civarı inmektedir. Ayni sürede doğusunda küçük tek mağara yer alır . Yalnızca dalıcıların değil gündelik havza gezisine çıkanların da alaka odağı olduğundan yüklü tek havza trafiğine sahiptir.

Adanın ufaklığı ve yapısının uyumlu olmaması, üstünde yerleşim bulunmamasının nedenlerindendir. Sahile bakanımız batı yakası sığ tek derinliğe sahip olup  en yüksek 9 metre derin yapısı çoğunlukla kumdur. En alaka cazip kısmı kuzeyindeki doğu yakasıdır ve kayalık derin yapısı 23 metreye civarı inmektedir. Benzer sürede doğusunda küçük tek mağaranın olması dalıcılar amaçlı güzel tek sürpriz teşkil değer. Batıdan esen poyraz dalga yaratmamasına nazaran rüzgar şiddetine ilişkili olarak güçlü satıh akıntılarına ne sebeple olur . Güneyden esen rüzgarlar o alanda kocaman dalgalar yaratabilirler. Yalnızca dalıcıların değil gündelik havza gezisine çıkanların da alaka odağı olduğundan yüklü tek havza trafiğine sahiptir.

Adanın Padişah Mehmet Reşad çağında gemi barınağı olarak kullanıldığı rivayet edilmektedir. Üstünde sert duvar kalıntıları şuanki . Bu surların 13. asırda korsanlar aracılığıyla inşa edildiği düşünülse de adayla alakalı tek denetim yapılmadığı amaçlı bu yapıların kime ilişkin meydana geldiği tam anlamıyla bilinmemektedir.

Ada kıyıdan güney bölümüne gerçek incelmesi sebebiyle kuzeye gerçek bakanımız tek sıçanı andırdığı amaçlı Sıçan adası olarak adlandırılmıştır. Bununla Birlikte adada, teknelerden kaçıp adadaüreyen sayımsız sıçan meydana geldiği , milletçe içinde yaygın rivayetler içerisindedir .

ANTALYA DEMRE THEİMUSSA ANTİK KENTİ

DEMRE YOYO TRANSFER
  • Antalya ili Demre İlçesi Üçağız Köyü doğru bulunan antika Likya kentidir. Bu antika il Üçağız Köyü'nün yer aldığı yerde natürel bir limandır ve bir takım kaynaklarda Sert Duvar ya da Üçağız diye geçer.

  • Burası bununla birlikte tekneler amaçlı güzel bir barınaktır. Üç tarafı yeşil teknelerle çevrili Üçağız Koyu natürel bir liman görünümündedir. Kucak kuzeyindeki kıyısında bulunan Üçağız Köyü`nün içerisinde görülen bakaya Theimussa antika eyaletine aittir. Kentin tarihi ile ilgili birçok haber yoktur, fakat bir kitabeden tarihinin M.Ö. IV. asra civarı indiği anlaşılmaktadır. Burada fazladan kabir kalıntıları görülürse de köyünü kıyısında söveleri halen yerinde bir kapıyla adi bir kayalık üstünde kule kalıntısı da görülebilir. İskelenin anında arkasında bulunan bir kabir M.Ö. IV. asra ilişkin olup ev tipinde ve üstünde açık, adam bir çocuk tasviri vardır. Kitabesinde Kluwanimi`ye ilişkin meydana geldiği yazılıdır. Doğuda denizin anında yukarısında yekdiğeri üst kısmına binmiş hissini verici pekçok lahit görülür. Bu mezarların çoğu Hellenistik ve Roma dönemine aittir. Mezarların üzerindeki yazıtlar da Kyaenai ve Myra yurttaşı diye yazılıdır. Kaleköy`deki Simena, Apollonia, İsinda ve Aperlai ile takım meydana getirdiği benzeri herhalde Theimussa`da, Myra ve Kyaenai ile bir takım oluşturmuş olup o şehirlerden birisi ile Lykia Birliğinde temsil edilmekteydi. Kentin doğu ucunda kayaların kesilmesiyle 28 m uzunlukta 8 m genişlikte bir iskele yer almaktadır . Kayaların kesilme izleri bu sabah de görülebilir. Buradan Kaleköy`de bulunan Simena`ya geçilir.
  • Burada yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmadığından il konusunda veriler nihai derece sınırlıdır. Sadece köyün içindeki bir kitabeden M.Ö.IV. asırda bu kentin tarihi konusunda haber edinebiliyoruz. Bununla Birlikte köy içerisinde antika çağdan kalma kabir kalıntılarıyla söveleri ayakta olan bir kapı ve yakınlarındaki kayalığın üstünde bir kulenin kalıntısı dikkati çekmektedir.

  • Antik iskelenin arkasında M.Ö.IV. asra tarihlenen ev tipi mezarın üstünde açık bir adam tasviri yer almaktadır . Bu mezarın kitabesinden de bu mezarın Kluwanimi'ye ilişkin meydana geldiği öğrenilmektedir.

  • Kentin etrafındaki mezarlar Helenistik ve Roma dönemine aittir.
  • Antalya Havalimanı – Belek Transfer

KEMER YAT TURU ULAŞIM

Kemer yat turu harika zevkli geçtiğimiz tek turdur. Tur anında tek takım harika koylarda demir atıp yüzme, su sporlarıyla ilgilenme, sahile çıkıp antik Phaselis ilini görme imkanı olacaktır. Bu yolculuk dendestur, dağların ve yeşil çam ormanlarının meydana getirdiği harika manzarayla her süre anılarınızda kalacaktır.

GEZİ İÇİN KÖPRÜLÜ KANYON RAFTİNG TURU

Otelden alınışınızın sonrasında natürel güzelliği harika meydana gelen 14 km uzunluğundaki nehirde rafting keyfine hazırlıklı olun !

Başlangıç noktasında konuklara Rafting, Raft'lar, güvenlik ve yazılım ile ilgili gereken veriler verilir. Bu turu yalnızca rafting olmaktan çıkarıp olası olduğunca neşeli ve alaka cazip duruma getirmeye çalıştık. Bunun amaçlı de bir takım bölgelerde molalar verilir, az doğa yürüyüşü yapılır, dar boğaz turu yapılır, tarihi köprü gezdirilir, çaya atlama aktiviteleri tertip edir .

Ayrıca rafting esnasında yolculuğunuzu CD`ye kaydettirebilir, buz benzeri sularda yüzebilir ve hem bir merak , hemde eğlencenin tadını çıkartabilirsiniz…AKSU, ALANYA, ANTALYA, BELEK, DÖŞEMEALTI, GAZİPAŞA, KEMER, KEPEZ, KONYAALTI, KÖPRÜLÜ KANYON, MANAVGAT, MERKEZ, MURATPAŞA, SERİK, SİDE

Antalya'yada En İyi Dalış Yeri Kemer Bölgesi

Türkiye'de en pek Mavi Simge Antalya'da ve en ehemmiyetlisi Tümsekli'de yer almaktadır .Kemer bölgesi duru turkuaz rengi denizi, flora ve faunası ve tek çoğuna yalnızca denizden tekneyle ulaşılabilen koylarıyla muhteşem plonjon ve öğrenim imkânları sunmaktadır. Tümsekli, değişken sahil yapısı,antik çağlardan anforaları, gemi batıkları,resif ve mağaralarıyla Akdeniz Bölgesi' nde Antalya' nın güneyindeki en mühim plonjon merkezlerinden biridir.

Zengin tek Akdeniz işlek topluluğuna sahip olan Tümsekli'de bununla birlikte Kızıldeniz' e ilişkin balık türlerine de rastlanmaktadır.

Su sıcaklığı ocakta ayı amaçlı 18 derece ağustos a yında 31 derece'dir.

Türkiz Tümsekli Yat Limanı'sı açıklarında 32 metre dipte yatan PARİS Batığı,bölgedeki mühim batıklardan biridir.

Bölgenin ensesi kalın tek plonjon noktası olan üç ADALAR'da anaç vatozlara,müren balıklarına,karavidalara, senenin tespit edecek vakitlerinde orkinos sürülerine, barakuda sürülerine ve üstelik nesli tükenmekte olan Akdeniz Fokları'na da rastlanmaktadır.

ANTALYA DEMRE THEİMUSSA ANTİK KENTİ

Antalya ili Demre İlçesi Üçağız Köyü doğru bulunan antika Likya kentidir. Bu antika il Üçağız Köyü'nün yer aldığı yerde natürel bir limandır ve bir takım kaynaklarda Sert Duvar ya da Üçağız diye geçer.

Burası bununla birlikte tekneler amaçlı güzel bir barınaktır. Üç tarafı yeşil teknelerle çevrili Üçağız Koyu natürel bir liman görünümündedir. Kucak kuzeyindeki kıyısında bulunan Üçağız Köyü`nün içerisinde görülen bakaya Theimussa antika eyaletine aittir. Kentin tarihi ile ilgili birçok haber yoktur, fakat bir kitabeden tarihinin M.Ö. IV. asra civarı indiği anlaşılmaktadır. Burada fazladan kabir kalıntıları görülürse de köyünü kıyısında söveleri halen yerinde bir kapıyla adi bir kayalık üstünde kule kalıntısı da görülebilir. İskelenin anında arkasında bulunan bir kabir M.Ö. IV. asra ilişkin olup ev tipinde ve üstünde açık, adam bir çocuk tasviri vardır. Kitabesinde Kluwanimi`ye ilişkin meydana geldiği yazılıdır. Doğuda denizin anında yukarısında yekdiğeri üst kısmına binmiş hissini verici pekçok lahit görülür. Bu mezarların çoğu Hellenistik ve Roma dönemine aittir. Mezarların üzerindeki yazıtlar da Kyaenai ve Myra yurttaşı diye yazılıdır. Kaleköy`deki Simena, Apollonia, İsinda ve Aperlai ile takım meydana getirdiği benzeri herhalde Theimussa`da, Myra ve Kyaenai ile bir takım oluşturmuş olup o şehirlerden birisi ile Lykia Birliğinde temsil edilmekteydi. Kentin doğu ucunda kayaların kesilmesiyle 28 m uzunlukta 8 m genişlikte bir iskele yer almaktadır . Kayaların kesilme izleri bu sabah de görülebilir. Buradan Kaleköy`de bulunan Simena`ya geçilir.

Burada yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmadığından il konusunda veriler nihai derece sınırlıdır. Sadece köyün içindeki bir kitabeden M.Ö.IV. asırda bu kentin tarihi konusunda haber edinebiliyoruz. Bununla Birlikte köy içerisinde antika çağdan kalma kabir kalıntılarıyla söveleri ayakta olan bir kapı ve yakınlarındaki kayalığın üstünde bir kulenin kalıntısı dikkati çekmektedir.

Antik iskelenin arkasında M.Ö.IV. asra tarihlenen ev tipi mezarın üstünde açık bir adam tasviri yer almaktadır . Bu mezarın kitabesinden de bu mezarın Kluwanimi'ye ilişkin meydana geldiği öğrenilmektedir.

Kentin etrafındaki mezarlar Helenistik ve Roma dönemine aittir.